FİLOCOğRAFYA
  • Ana Sayfa
  • Filocoğrafya Günlüğü
  • İletİşİm

Küresel ısınma ve iklim degişimi üzerine...

6/21/2015

0 Comments

 

İklim genelde 30 yıllık hava durumu verilerinin birleştirilmesi sonucunda elde edilen ortalamaları ve varyasyonları gösteren istatistiksel bir veriseti olarak tanımlanabilir. Geçmişten günümüze kadar olan süreçte iklim dinamik bir şekilde değişiklikler göstermiş ve bugünkü halini almıştır. Bu değişimler canlıların yaşama alanlarını(habitatlarını) ve hayatta kalma şanslarını etkilemiştir. Başka bir şekilde ifade edersek türlerin ekolojik nişleri iklimsel parametrelerin etkisiyle şekillenmiş, doğrudan veya dolaylı olarak türleşmeler ve yokoluşlar gerçekleşmiştir.

Bir popülasyonun bulunduğu habitatta dağılım gösterebilmesi, yaşama faaliyetlerini sürdürebilmesi(aktivasyon gösterebilmesi) için gerekli olan biyotik ve abiyotik kaynakların oluşturduğu çok boyutlu alana ekolojik niş denir. İklimsel olaylar niş çeşitlenmesi veya niş korunumu yoluyla türleşmeye neden olan mekanizmalardan biridir. Niş korunumu yoluyla türleşmede allopatrik iki populasyon arasındaki bölgedeki iklimsel farklılıktan dolayı birbirleri arasında dispersal gerçekleşmez. Niş çeşitlenmesi yoluyla türleşmede ise farklı habitatları tercih eden populasyonlar arasında zaman içinde üreme bariyeri oluşur. Daha sonra iklimsel olarak habitatlar arasında farklar görülür.

 İklim değişimi sonucunda türlerin dağılım alanları etkilenmektedir. Örneğin hava sıcaklığındaki azalma bir popülasyonun dağılım alanını genişletmesine neden olabilir. Uzun bir zaman dilimi içinde hava sıcaklığının tekrar artış göstermesi ise o popülasyonun dağılım alanının tekrar azalmasına ve adiabatik etki nedeniyle populasyonun yüksek dağlık kesimlere sıkışmasına neden olabilir. Bu durumda bu popülasyon yüksek dağlık kesimler dışındaki iklime uyum sağlayamaz ve alçak alanlardaki nişini başka türlere kaptırır. 

Hava sıcaklıklarındaki yükseliş buzulların erimesine yol açarak deniz seviyesinin yükselmesine dolaylı olarak neden olabilir. Bu nedenden ötürü türlerin dispersal kabiliyetlerine bağlı olarak türlesmeler meydana gelebilir. Bazı durumlarda iklim ve jeolojik olayların birbiriyle etkileşimi sonucunda kapalı denizlerde buharlaşmanın artışına bağlı olarak denizler aşırı tuzlu bir hale gelip, deniz canlıların yokolmasına neden olabilir.

Kaynaklar:
Hua, Xia, and John J. Wiens. "How does climate influence speciation?." The American Naturalist 182.1 (2013): 1-12.

Gür H. 2013. The effects of the Late Quaternary glacial–interglacial cycles on Anatolian ground squirrels: range expansion during the glacial periods? Biological Journal of the Linnean Society, 109: 19-32. 

Hazırlayan: Can Elverici

0 Comments

Biyocoğrafya üzerine...

6/21/2015

0 Comments

 

Biyocoğrafya çok genel olarak organizmaların dünya üzerindeki dağılım örüntülerini ve gözlenen dağılım örüntülerinin nedenlerini araştıran bilim dalıdır. Biyocoğrafya karşılaştırmalı gözlemlere dayanır, örüntüler ve süreçler arasındaki ilişkileri inceler. Bu özellikleri sayesinde evrim teorisinin gelişiminde de önemli rol oynamıştır. Biyocoğrafya organizmaların nerelerde yaşadıklarını ve yaşadıkları yerlerde bulunma nedenlerini açıklamaya çalışırken çoğunlukla ekolojiden destek alır. Biyocoğrafyanın bu alanı ekolojik biyocoğrafya olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte, biyocoğrafya organizmaların tarihiyle de ilgilenir. Organizmaların geçmiş dağılımlarının nasıl bir örüntü sergilediği ve zaman içinde nasıl bir değişim gösterdiğini inceleyen biyocoğrafya alanı ise tarihsel biyocoğrafya olarak tanımlanır. Tarihsel biyocoğrafya moleküler biyolojiden destek alır. Moleküler belirteçlerin tarihsel biyocoğrafya alanı içinde kullanımı ile popülasyonların tarihsel demografileri hakkında çıkarımlar elde edilebilir. Bu tür çıkarımlar organizmaların genetik çeşitlilik desenlerinden etkin popülasyon büyüklüklerine kadar bir çok istatistiksel parametreyi ortaya koyar. Böylece moleküler belirteçlerin biyocoğrafya içine girmesiyle de moleküler biyocoğrafya ya da filocoğrafya ilgi alanı tanımlanmış ve özellikle geçtiğimiz 20 yıl içinde anlamlı derecede gelişim göstermiştir. İlk defa John Avise tarafından 1987 yılında ortaya atılan filocoğrafya kavramı, yakın ilişkili türler arasındaki ve/veya tür içindeki soy hatlarının coğrafi dağılımlarını inceleyen evrimsel, istatistiksel ve matematiksel süreçlerin bir bütünü olarak tanımlanabilir.  Ekolojik biyocoğrafya, tarihsel biyocoğrafya ve moleküler biyocoğrafya (filocoğrafya) alanları son yıllarda hızla gelişen coğrafi bilgi sistemleri teknolojisini kullanarak biyolojinin bir çok alanına önemli girdiler sağlamaya başlamıştır.

Hazırlayan: Utku Perktaş

0 Comments
    Picture
    © Darwin Online
    Filocografya internet sitesi 
    biyocoğrafya alanında yaptığımız çalışmalar üzerine 
    Türkçe metinler ve ders notlarını içermektedir. Çalışmalarımız hakkında detaylı bilgi almak için lütfen
    bu bağlantıyı  takip edin.

    Dr. Utku Perktaş
    Dergiler
    Ders Notları

    Arşiv

    March 2016
    February 2016
    November 2015
    June 2015

    © Utku Perktaş
Powered by Create your own unique website with customizable templates.
  • Ana Sayfa
  • Filocoğrafya Günlüğü
  • İletİşİm